Elektronik Devreler Ters Voltajdan Nasıl Korunur?

Elektronik devreler tasarlarken ters voltaj koruması eklemek önemlidir. Bu koruma eklenmezse yanlış beslemeler sonucunda, tasarlanan devrenin bozulması çok olasıdır.

Bunu yapmanın en kolay yolu diyot kullanmaktır. Diyot; elektrik akımının sadece bir yönde akmasına izin veren, yarı iletken malzemelerden yapılmış iki bacaklı bir elemandır. Devrenin enerji girişine seri bağlandığında ters voltaj verilirse devreden neredeyse hiç akım geçmeyecektir. Bu da devrenin bozulmasını önleyecektir. Ancak diyot kullanmanın dezavantajları vardır. Diyotlar aşırı ısı üretirler (bir miktar enerji boşa harcanır). Farklı diyotlar (örneğin schottky diyotlar) daha az enerjiyi boşa harcayabilir. Ancak diyot kullanmak yerine daha verimli ve iyi yöntemlere başvurmak doğru olacaktır. Çünkü standart diyot yerine farklı bir tür diyot kullanıldığında ters bağlantıda akan akım miktarı yükselebilir.

1 amperlik bir yükü ters akımdan korumak için 6A10 diyotunu kullandığımızı varsayarsak 0.90*1 = 0.90W güç kaybı yaşarız. Bu kayıp ısıya dönüşecektir.

Bu iş için P-kanallı bir MOSFET kullanmak daha verimli olacaktır. Öncelikle kullanacağınız MOSFETi yükün ihtiyaçlarına göre belirlemelisiniz. MOSFET’lerle çalışırken bacaklara dikkat etmek oldukça önemlidir. Çünkü çok hassas elemanlardır ve yanlış bağlantı yapıldığında kolayca bozulabilirler. Ayrıca içlerindeki yarı iletken tabakalar çok incedir. Bu nedenle statik elektriğe maruz kalan bir MOSFET bozulabilir. MOSFET’leri kullanırken ve depolarken buna önem verilmeli, kullanılan havya mutlaka topraklı olmalı ve çok sıcak olmamalıdır.

P-kanallı MOSFET’ler gate uçlarına negatif voltaj uygulandığında çalışırlar.

Şema 1: P kanallı MOSFET ile yükü ters akımdan korumak

Şema 1’deki devreyi kullanarak yükleri ters akımdan koruyabilirsiniz. Amacınıza uygun bir transistör seçmeniz çok önemli. Örneğin yukarıdaki şema ile 20 volttan daha büyük voltajla çalışan devreleri doğrudan koruyamazsınız. Çünkü IRF9540 transistörünün “Gate-to-Source” voltajı datasheet’inde 20 volt olarak belirtilmiş. Ancak bir zener diyot ve direnç yardımıyla gate voltajını limitlemeniz mümkün. Gate voltajını 20 voltu geçmeyecek şekilde limitlerseniz örnekteki devreye 100 volt kadar voltaj verebilirsiniz. Bu voltaj değerleri her transistör için farklı olacağından MOSFET seçerken datasheet’ine bakmayı unutmayınız. Transistörden geçebilecek en yüksek sürekli akım da seçim yaparken önemlidir. Örneğin 20A çekecekseniz 20 amperlik bir MOSFET bir süre sonra bozulabilir çünkü bu değer ideal şartlar altında geçerlidir. (Çok iyi soğutma gibi) Bu nedenle seçim yaparken daha yüksek değerler seçmek daha faydalı olacaktır.

12 volt 1 amper ile çalışan bir yükü bu devreye taktığımızı düşünelim. Diyotlar ve normal transistörlerin aksine MOSFET’lerin sabit bir voltaj düşümü yoktur. Bu değer çekilen akıma bağlıdır. Bu sebeple ters voltaj koruması için çok verimlidirler. 12 voltu devreye verdiğimizde Gate-to-Source voltajı örnekteki transistörün iç voltaj düşümünden dolayı en az -10.4v olacaktır. Bu da negatif voltajlarla tetiklenen P kanallı MOSFET’leri iletken hale getirmek için yeterlidir. Veri sayfasına göre MOSFET iletken moddayken maksimum 0.117 ohm bir dirence sahip olabilir. Bu da 1 amperlik yük için 0.117*(1)^2=0.117W ısı enerjisi demek. Diyotla karşılaştırırsak 0.783W enerjiyi boş yere ısıya çevirmiyoruz demektir 🙂 Ancak MOSFET seçerken iç direncinin düşük olmasına önem verin. Enerji kaybını azaltmak için bu önemli.

Fakat voltajı ters bağlarsak Gate-to-Source voltajı +12 volt olarak ölçülür. Bu değer pozitif olduğu için MOSFET yalıtkandır. Yani yüke akım gitmez.

Bu devrenin verimi voltajla doğru orantılıdır. Voltaj arttıkça verim artar çünkü voltaj azaldıkça MOSFET’lerin iç direnci artar. Ayrıca soğutma da önemlidir çünkü MOSFET ısındıkça direnci artacaktır.

Bu devre normal voltajlarda (örn. 12v) verimlidir ancak çok küçük voltajlarda verimsiz çalışacaktır. Bunun sebebi ise MOSFET’lerden geçebilecek akım miktrarının gate voltajı ile orantılı olmasıdır. Bu durumu dikkate alarak diyot – MOSFET seçimi yapmalısınız. Fakat diyotların da yaklaşık 0.7v kadar voltaj düşümüne sebep olacağını unutmayınız.

Not: Bu devre sadece yükler için kullanılabilir. Voltaj kaynakları (batarya vb.) için kullanıldığında çalışmayacaktır. Voltaj kaynakları için kullanılabilecek koruma devresi için ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Başka bir yazıda tekrar görüşmek üzere…

Multimetre Nedir Nasıl Kullanılır?

Merhabalar, ben Uygar. Bu yazımda bir elektronikçinin olmazsa olmaz aracı olan multimetreden bahsedeceğim.

[sam id=”1″ codes=”true”]

Multimetre Nedir?

Multimetre, üzerinde birkaç ölçü fonksiyonunu barındıran bir ölçüm aracıdır. Tipik bir multimetre voltajı, akımı ve direnci ölçebilir. Analog ve dijital multimetreler vardır. Analog olanlarda ibreli bir gösterge bulunurken dijitallerde sayısal bir ekran mevcuttur. Bazı modellerde grafik çubuklar da bulunabilir. Dijital multimetreler, maliyet ve hassasiyet açısından çok yaygın olarak kullanılır. Ancak bazı durumlarda (örneğin hızla değişen değerlerin takibi) analog multimetreler tercih edilmektedir.

Multimetrelerin temel arıza tespiti gibi işlemlerde bir el aracı olarak kullanılan modelleri olduğu gibi; çok yüksek doğruluk derecesine sahip ve tezgah aracı olarak kullanılan modelleri de vardır.

[sam id=”1″ codes=”true”]

Multimetreler; kablo sistemleri, güç kaynakları, ev aletleri, motor kontrol sistemleri, ses sistemleri, elektronik ekipmanlar gibi çok çeşitli endüstriyel ve ev cihazındaki sorunların çözülmesinde kullanılabilir.

Piyasada pek çok özellik ve fiyatta multimetreler vardır. Ucuz multimetreler 10$’dan daha ucuz olabilir. Ancak sertifikalı kalibrasyona sahip laboratuvar sınıfı modeller 5.000$’dan daha pahalı olabilir.

Multimetrelerin Tarihi

1920'lerin cep multimetresi. (kaynak: en.wikipedia.org)
1920’lerin cep multimetresi. (kaynak: en.wikipedia.org)

İlk ivmeli ölçüm cihazı 1820 yılında galvanometreydi. Bu cihazlar, voltajı ve direnci ölçmek için “Wheatstone köprüsü” yöntemi kullanılırdı ve bilinmeyen değer bilinen referans voltaj veya direnç miktarıyla karşılaştırılırdı. Laboratuvarlarda işe yarar olsalar da dışarıda kullanım için çok uygun değillerdi. Çünkü çok narin cihazlardı.

Dijital Multimetreler

Tipik bir multimetrenin ön yüzü şu bileşenleri içerir:

  •  Ekran: Ölçüm sonuçlarının gösterildiği kısım
  • Butonlar: Çok çeşitli fonksiyonları seçmede kullanılır; bunlar modelden modele farklılık gösterir
  • Döner anahtar: Birincil ölçüm değerlerini seçmek için (volt, amper, direnç vb)
  • Giriş jakları: Test uçlarının takıldığı kısım
Multimetrenin Bölümleri
Multimetrenin Bölümleri

Bu uçlar dijital ölçü aletine giren esnek, izoleli kablolardır (kırmızı pozitif, siyah negatif).

Bu cihazlar birkaç kategoriye ayrılır. Bunlar;

  • Genel amaçlı
  • Standart
  • Gelişmiş
  • Kompakt
  • Kablosuz

şeklindedir.

Güvenlik

aslında her cihazda yapmamız gerektiği gibi elektronik bir ölçü cihazını da ilk elimize aldığımızda kullanım kılavuzuna bakmamız gerekmektedir. Bu kılavuzda cihazın nasıl kullanılacağı dışında bazı güvenlik önlemlerine de yer verilmiştir.

Nasıl Kullanılır?

Bu modelden modele değişmektedir. Bu nedenle kullanım kılavuzunu okumak en iyi çözüm. Fakat ben yine de kısaca özetleyeyim. Bu yazıdaki fotoğraflarda gördüğünüz, benim kullandığım multimetre ile DC 12v ölçeceğimizi varsayalım. Siyah prob her zaman COM (common – ortak)  ucuna takılır ve negatifi temsil eder. Benim multimetremde ilk jak yalnızca büyük amper değerlerini ölçmek için kullanılmış*. Ortadaki jak ise voltaj,  direnç gibi değerlerin ölçümü için ayrılmış.** Dolayısıyla pozitif probumuz olan kırmızı kabloyu ortadaki jaka takıyoruz. Döner anahtarı DC bölümünden 12den daha büyük herhangi bir değere getiriyoruz. En küçük değere getirdiğinizde en ayrıntılı sonucu alırsınız. Örneğin DC 600v kademesinde 12v ölçerseniz ekranda sadece 12 yazar fakat 20v kademesinde ölçerseniz 12.26 yazar gibi. 12’den küçük bir değer seçtiğinizde ekranın en başında 1 yazar. (Dediğim gibi bunlar modellere özgü özelliklerdir.)

* 10ADC jakının altında yazanlara bakarsanız şunları görebilirsiniz:

  • En fazla 10 amper taşıyabilir (aksi taktirde yanar)
  • En fazla 10 saniye tutulmalıdır (yoksa devre yollarında yumurta pişirebilirsiniz diye tahmin ediyorum 😀 )
  • ve sigortasızdır. (yani daha çok dikkat etmelisiniz.)
  • Sadece DC ve A cinsinden akım ölçme amacıyla kullanılır.

** VΩmA jakında yazanlara göre ise şunları anlayabiliriz;

  • En fazla 600 volta dayanabilir. (Daha yüksek bir şeyler verdiğinizde büyük bir ihtimalle her şeyi hatalı ölçer)
  • En fazla 200mA kadar enerji geçebilir. (örneğin amper ölçerken daha yüksek akım çekerseniz içerisindeki sigortayı değiştirmek zorunda kalırsınız. Yoksa hiçbir şey ölçmez.)
  • Sigorta korumalıdır. (yani bir hata yaparsanız sigorta cihazı koruyacaktır.)
  • voltaj (600v), direnç ve mA cinsinden akım (200mA) ölçme amacıyla bu port kullanılır.

Burda belirttiğim her özellik cihazınıza bağlıdır. Bazı cihazlar çok daha farklı şeyler (frekans vb.) ölçebilmektedir ve sigorta korumaları daha gelişmiştir. Ayrıca cihaz modellerine göre maksimum ölçüm limitleri de değişecektir.

[sam id=”1″ codes=”true”]

Dijital Multimetre Nasıl Kullanılır?

Dijital Multimetreyle Dirençlerin Ölçülmesi

Dirençlerin değerleri ölçülürken ölçü aracınızın siyah probunu COM jakına, kırmızı probunu ise OHM ölçme jakına takmamız gerekiyor. Daha sonra dönebilen anahtarı kullanarak direnç ölçme kademesini seçmeliyiz. Daha sonra ölçüm kablolarını dirence deydirerek ölçüm yapabiliriz.

Dijital Multimetreyle Voltaj Ölçümü

Öncelikle siyah kabloyu COM jakına, kırmızı olanı da voltaj ölçme jakına takıyoruz. Dönebilen anahtarla ölçeceğimiz voltajın AC veya DC oluşuna bağlı olarak bir kademe seçiyoruz (tabiiki ölçeceğimiz voltaj aralığı da önemli)

Daha sonra ölçeceğimiz güç kaynağına kırmızı (+) siyah (-) olacak şekilde bağlıyoruz (AC ise fark etmez. DC ise sonuç eksi olarak çıkabilir.).

Voltmetrelerin iç direnci çok yüksektir. Bu yüzden devrelere parelel bağlanmaları gerekir.

Dijital Multimetreyle Akım Ölçümü

Amper ölçerken kırmızı probu amper portuna, siyah olanı da COM portuna bağlarız. Daha sonra ölçü aletini seri bağlama yoluyla devreye bağlayarak geçen akımı ölçebiliriz. Burada da kırmızı prop (+) siyah (-) dir.

[sam id=”1″ codes=”true”]

Sormak istediklerinizi yorumlar ile sormaktan çekinmeyin. Sonraki yazımda görüşmek üzere, iyi lehimlemeler 🙂

Kaynaklar:

https://en.wikipedia.org/wiki/Multimeter

http://en-us.fluke.com/training/training-library/measurements/electricity/what-is-a-digital-multimeter.html

Bilgisayarlar Nasıl Çalışır

Gömülü sistemleri ve bilgisayarları hayatımızın her alanında kullanıyoruz. Evlerimizde kullandığımız tablet, telefon, televizyon, bilgisayar vb. dışında sunucuları veya endüstriyel bilgisayarları da düşünürsek (ki sadece bunlarla sınırlı değil) gerçekten bilgisayarlar hayatımıza “kök salmış” durumda.

Dev IBM Şirketi’nin yöneticisi Thomas Watson, 1940’lı yılların başında, dünyanın “beş kadar bilgisayardan” fazlasına ihtiyaç duymayacağını öne sürdü. Altı yıl sonra bilgisayarın küresel nüfusu bir milyara kadar ulaştı!

Bilgisayar Nedir?

Bilgisayar, bilgiyi işleyen elektronik bir makinedir. Ham bilgiyi (veya veriyi) alır, onu işleyene kadar depolar ve sonra çıkışa verir. Bu işlemlerin her birinin bir adı vardır. Bilginin alınması giriş, bilgileri saklama bellek (veya depolama), bilginin işlenmesi işleme ve sonucu döndürme de çıktı olarak adlandırılır.

Bilgisayarın bir insan olduğunu düşünün. Matematikte gerçekten başarılı bir arkadaşınızın olduğunu varsayın. Arkadaşınız o kadar başarılı ki herkes ona matematik problemlerini gönderiyor. Her sabah, posta kutusunda çözülmeyi bekleyen bir yığın matematik problemi buluyor. Problemlere bakmak için onları masasına yığıyor. Her öğleden sonra yığının üstünden bir mektup alıyor, sorunu inceliyor, çözüm üretiyor ve mektubun arkasına cevabı yazıyor. Onu bir zarfa koyuyor ve göndermeye hazırlıyor. Sonra yığındaki diğer mektup için aynı işlemleri yapıyor.

Arkadaşınızın sanki bir bilgisayar gibi çalıştığını görebilirsiniz. Posta kutusu onun girişi; masadaki yığın hafıza; onun beyni sorunları çözen bir işlemci; göndermeye hazırladığı mektuplar da  çıkış olur.

  • Giriş: Klavye ve fareniz giriş birimlerine örnektir. Bunlar, bilgisayarınıza onun işleyebileceği türden bilgileri girmenizin yollarıdır.
  • Depolama (hafıza): Muhtemelen bilgisayarınız, tüm doküman ve belgelerinizi bir sabit disk üzerinde barındırıyor. Sabit disk, devasa büyüklükte manyetik bellektir. Fakat küçük, bilgisayar temelli sistemler (telefon, kamera vb.) farklı depolama birimleri kullanırlar. (Örn: flash hafıza kartları)
  • İşleme: Bilgisayarınızın işlemcisi [Bazen CPU (Central Processing Unit) Tr: MİB (Merkezi İşlem Birimi) olarak da bilinir.] derinlerde gömülmüş bir mikroçiptir. Çok ilginç bir biçimde çalışır ve çalışırken gerçekten çok ısınır. Bilgisayarınızın aşırı ısınmasını önlemek için üfleyen bir fanı vardır.
  • Çıktı: Bilgisayarınız bir monitöre, belki hoparlör ve yazıcıya sahip olabilir. Bunlar bilgisayarınızın çıktı birimlerini oluşturur.

Bilgisayar donanımı nedir?

Bilgisayar donanımı, bir bilgisayarın fiziksel parçalarıdır. (Örn: Monitör, klavye, bellek, grafik kartı, ses kartı, anakart, işlemci, RAM, vb.)

Donanım, yazılım tarafından herhangi bir komutu çalıştırmak için yönetilir. Donanım ve yazılımın bir birleşimi, kullanılabilir bir bilgi işlem sistemini oluşturur.

Bilgisayar yazılımı nedir?

Bilgisayarınızı bir hesap makinesinden farklı yapan şey, onun işlemleri otomatik olarak yapabilmesidir. Siz sadece komutlar verirsiniz (Bu komutlar, program olarak adlandırılır.), o tek başına uzun ve karmaşık bir operasyon gerçekleştirir. 1970 – 1980 yılları arasında bir ev bilgisayarı kullanmak istediğinizde, öncelikle yapacağınız işe uygun küçük bir program yazmanız gerekiyordu. Günümüzde çoğu program önceden yazılmış olarak geliyor. (Örn: Google Chrome)

Bilgisayar programı, bir bilgisayar tarafından yürütülen belirli bir görevi yerine getiren komutlar yığınıdır.

İşletim sistemi nedir?

Bir bilgisayarın temel yazılımıdır. Giriş/çıkış, depolama ve işleme gibi temel işlemleri yönetir. Kullandığımız yazılımlar, işletim sistemi üzerinde çalışır.

Bir işletim sistemi, [OS (Operating System)] bilgisayar donanım ve yazılım kaynaklarını yöneten ve bilgisayar programlarına ortak servisler sunan bir yazılımdır. İşlemci yazılımı hariç tüm bilgisayar programları, çalışabilmek için bir işletim sistemi gerektirirler.

İşletim sistemi, giriş/çıkış ve bellek ayırma gibi temel donanım fonksiyonları için donanım ve yazılım arasında aracı görevi görür.

Biraz daha teknik detaylarıyla anlatmamız gerekirse, bilgisayarınızı çalıştırdığınızda “BIOS” bir test gerçekleştirir. Bu teste “POST” testi yani Power On Self Test (Açılışta kendini sınama testi) denir. Böylece işlemci, ram bellek ve diğer temel donanımlar taranır ve sağlıklı çalışıp çalışmadıkları kontrol edilir. Eğer bir sorun bulunursa bilgisayarınız çalışmaz.

BIOS bilgisayarınızın anakartında bulunan ufak bir hafıza entegresindeki yazılımdır. Bu yazılım bilgisayarınızın parçaları arasındaki temel iletişim gibi şeyleri denetler. İşletim sisteminin hangi diskten başlatılması gerektiği gibi temel ayarları da BIOS menüsü üzerinden yaparız.

POST işlemi başarıyla tamamlanırsa BIOS, seçtiğiniz (veya varsayılan olarak seçili) diski kullanarak bir işletim sistemini yüklemeyi dener. Seçili diskte bir işletim sistemi yüklüyse bu diskin ilk sektöründe “bootloader” denen bir yazılım bulunur. Bu yazılımın görevi işletim sistemini yüklemektir. Bios bu yazılımı çalıştırır ve bu yazılım da işletim sisteminin yüklenmesini sağlar.

İşletim sistemi de tamamen yüklendiğinde artık bilgisayarı kullanmaya hazırsınız: çalıştırdığınız program işletim sistemine, işletim sistemi de donanımlara gerekli komutları gönderir. Böylece örneğin müzik dinliyorsanız müziğin bir kısmı sabit diskten okunur ve ram belleğe yazılır. Daha sonra işlemci sıkıştırılmış olan müzik dosyasını çözer ve oluşan veriyi ses kartına gönderir. Ses kartı da gelen dijital veriyi işleyerek analog sinyallere dönüştürür ve ses yükseltecine gönderir. Ses yükseltecine bağlı hoparlör veya kulaklık bu sinyali ses olarak yayar. Ve böylece bir müzik dosyasını çalmış olursunuz.

Benzer şekilde bu web sayfasını görüntülemek için tarayıcı programınızı açtığınızda tarayıcı programınız ağ kartınızla iletişim kurarak bu sayfanın verilerini TurkiyeElektronik.com’dan çeker. (Aslında turkiyeelektronik.com da bir bilgisayarın adresidir ve bu sitenin çalıştığı bilgisayar da size bu sayfayı hazırlarken birtakım işlemler yaparak oluşturduğu sonucu ağ kartı aracılığıyla sizin bilgisayarınıza yollar.)  Ağ kartından çekilen veriler RAM belleğe kaydedilir. Bunların bir kısmı daha sonra kullanılması gerekliyse kalıcı belleğe de kaydedilir. Daha sonra tarayıcı yazılımınız bu verileri işler; verilerin bir kısmı ekran kartınıza, bir kısmı ağ kartınıza, bir kısmı ses kartınıza gider ve siteyi görüntülemiş olursunuz.

Bunun gibi sayısız örnek verilebilir. Ancak ben iki konuda daha bilgi vermek istiyorum. Bilgisayarınızda temel olarak iki tür bellek bulunur. Bunlara geçici ve kalıcı hafıza diyebiliriz.

RAM Bellek

Ram bellek “geçici” hafızadır. Yani elektrik giderse, veya bilgisayarınızı kapatırsanız içindeki tüm bilgi kaybolur. Yazdığınız bir yazıyı kaydedemeden elektrik kesildiğinde yazınızı kaybetmenizin sebebi budur. Peki neden verileri kalıcı bir belleğe kaydederek böyle bir sorunu önleyemiyoruz?

RAM bellekler işlemcinin ve işletim sisteminin veriyi geçici olarak saklamak için kullandığı bir alandır. Burada kullanılan veriler genellikle hesaplama gibi işlemler için tutulur ve olabildiğince hızlı okuma / yazma işlemi yapılması gerekmektedir. RAM belleklerin hızını kalıcı belleklerle kıyaslarsak gerçekten RAM belleklerin çok hızlı olduklarını görürüz. Bir bilgisayarın saniyede milyonlarca işlem yapabilmesini sağlayan en önemli parçalardan biri de RAM belleklerdir. Dolyısıyla RAM bellekler yerine kalıcı bellekler kullanılamaz. Ancak şayet kullanılabilseydi, elektrik kesildiğinde bilgisayarınızı hiçbir çalışmanızı kaybetmeden kullanmaya devam edebilirdiniz.

Kalıcı Bellekler

Enerji kesildiğinde içeriği kaybolmayan bellek türlerine kalıcı bellek denir. CD, DVD,  HDD, SSD kalıcı bellek türlerine örnek verilebilir. Kullanıcı verileri, (fotoğraf, müzik vb.) programlar ve işletim sistemi kalıcı belleklerde saklanır. Kalıcı belleklerin hızı da bilgi işlem sisteminizin hızını doğrudan etkileyecektir. SSD diskler HDD disklere göre daha hızlıdır çünkü hareketli parçalar bulundurmazlar.

Umarım faydalı bir yazı olur, yorumlarınızı bekliyorum 🙂

KAYNAKÇA:

http://www.explainthatstuff.com/howcomputerswork.html

https://www.wikizero.com/en/Computer_hardware

https://www.wikizero.com/en/Computer_program

https://www.wikizero.com/en/Operating_system

TDA2822M İle Basit Bir Anfi

Merhabalar… Bu yazımda sizlere basit bir anfi entegresi olan TDA2822M‘i nasıl kullanabileceğinizi anlatacağım.

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

Bildiğimiz gibi anfiler, sesi duyulabilecek seviyelere yükseltmeye yarar. Ses özelliğine sahip her cihazda anfi bulunur. Araba radyoları, bilgisayarlar, televizyonlar, radyolar… yani günlük hayatımızda kullandığımızın cihazların çoğunda anfi vardır.

TDA2822M Entegresi Nerelerde kullanılır?

Bu kulaklık anfisi, daha çok ucuz radyo ve bilgisayar hoparlörleri vb. yerlerde sıklıkla karşımıza çıkar. Yapacağımız anfi, 15 liradan daha pahalı olmayacak 🙂

Teknik Bilgi

Boyutları ile verdiği güç oranı gayet güzel ve ucuz olduğu için çok popüler bir entegre olan TDA2822M entegresi, köprü veya stereo olarak çıkış verebiliyor. Tek kanal (köprü) çıkışı daha yüksek ses almamıza olanak sağlıyor. Bu entegrenin çalışma voltajı aralığı 1.8v ile 15v arasında değişebiliyor. Datasheet’i açmak için buraya tıklayınız.

Ben aşağıdaki videoda datasheet üzerindeki test devrelerinden köprü olanı kullandım. Şimdi onun şemasını sizlerle paylaşacağım. Bu şemayı kullanarak kendi TDA2822M anfinizi oluşturabilirsiniz. Diğer örnekler için yukarıda linkini paylaştığım datasheet’i inceleyebilirsiniz. 🙂

TDA2822M Köprü Örnek Şema
TDA2822M Köprü Örnek Şema

Örnek çalışma videosu:

9 Volt DC Regüle Edilmiş Güç Kaynağı

Merhabalar…

Bu yazımda sizlere küçük projeleriniz için 9 Volt DC bir güç kaynağının nasıl yapılacağını anlatacağım.

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

Küçük düşük akım 9VDC regüle edilmiş güç kaynağı, bipolar transistör ve zener diyot ile oluşturulmuştur. Bu devre, seri voltaj regülatörü olarak da bilinir. Giriş voltajının regüle edilmesine gerek yoktur. Bu devre çıkış voltajını regüle eder ve sabit 9V DC, 250mA sağlar. Zener diyot, transistörün base ucuna referans voltajı sağlar. Küçük projeleriniz için çok uygun bir güç kaynağıdır. Güç çıkışını zener diyodu değiştirerek değiştirebilirsiniz. Çıkış akımınız yüksekse transistöre bir ısı emici (heat sink) gerekebilir.

Çıkış Voltajı Formülü Vout=Vz-VBe

Vz=Zener diyot Voltajı, VBe=0.7V

Özellikler

  • Giriş: 12V AC veya DC, 500mA
  • Çıkış: 9.3V DC, 250mA, Regüle edilmiş çıkış
  • Girişte doğrultucu bulunur.
  • Çıkış için LED göstergesi

Şema

9vDC regüle edilmiş güç kaynağı şema
Kaynak: www.electronics-lab.com

Malzeme Listesi

9v DC güç kaynağı malzeme listesi
Kaynak: www.electronics-lab.com

Yazı Kaynağı: www.electronics-lab.com

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

Breadboard Kullanımı

Merhaba arkadaşlar, ben Uygar KOÇ. Bu yazımda sizlere güzel bir prototip devre oluşturma platformu olan breadboardlara nasıl devre kurulacağını anlatacağım.

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

İsim Nereden Geliyor?

Breadboardun Türkçe karşılığı “Ekmek Tahtası”dır. Öyleyse niye üzerine devreler kurduğumuz bu kartın adını ekmek tahtası koyduk?

Çünkü uzun yıllar önce insanlar, devreleri annelerinin ekmek tahtaları üzerinde delikler açarak veya raptiyeler takarak oluşturuyorlardı.

Bundan beri elektronik devler çok küçüldü ve bizler devreleri bağlamak için daha iyi yollar aradık. Bu ekmek tahtaları, zamanla modern breadboardlara dönüştü.

Neden Breadboard Kullanmalı?

Elektronik bir breadbord, (Üzerinde devreler kurulan, sandviç hazırlanan değil 😀 ) prototip oluşturmak için mükemmel bir karttır. Lehim yapmaya ihtiyaç duymaz. Böylece birçok değişikliği rahatlıkla yapabiliriz.

Ayrıca elektroniğe yeni başlayanlar için breadbord, müthiş kolaylık sağlayacaktır.

Bir Breadboardun Anatomisi

Bir breadboardun başlıca özellikleri

Terminal Şeritleri

Devreleri kurarken en çok kullanacağımız alanlar bunlardır. Fotoğrafta gösterildiği gibi hepsi birbirine şeritler halinde bağlıdır.

Güç Rayları

Devremizin gücünü bu alandan veririz. Fotoğrafta görüldüğü gibi (+) hattı bir şerit, (-) hattı ayrı bir şerittir.

DIP Desteği

DIP entegreleri kullanırken bu boşluk çok işimize yarayacak. Bu bölümün kullanımını aşağıda eklediğim videomda anlattım.

Aşağıdaki fotoğraflar breadboardların anatomisini açıklamaktadır 🙂

Breadboard

 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşçakalın… 🙂

Kaynakça: https://learn.sparkfun.com/tutorials/how-to-use-a-breadboard

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

Transistors – English Version

Hello, I’m Uygar and this is the first English article on my blog. I’m getting started to publish my articles in English so that you can easily find information in two languages. I aim to reach techy and curious people so please don’t hesitate to ask me and always feel free to contact me. I will improve my skills and help people in order to enlighten them in this way. Let’s start.

Transistors, can be used for switching element or upgrade element. There two types of it : NPN and PNP. Both have three legs. Here are the names :

  • emitter
  • base
  • collector
Transistors are similar to a tap structure. The base part which is the lead responsible for activating the transistor is like head of a tap. It reduces or increases electricity transmission. The collector part which is the positive lead is like mains water and the emitter part which is the negative lead is like a tap sprinkler.
First of all, NPN and PNPs are exactly the same in their function, they provide amplification and/or switching capability but now let’s see the difference between PNP and NPN transistors:
PNP transistors, two diodes are reversed with respect to the NPN type giving a Positive-Negative-Positive type of configuration. Also, all the polarities for a PNP transistor are reversed which means that it “sinks” current into its Base as opposed to the NPN transistor which “sources” current through its Base. The main difference between the two types of transistors is that holes are the more important carriers for PNP transistors, whereas electrons are the important carriers for NPN transistors.
NPN transistors receive positive voltage to the collector terminal and positive voltage to the base terminal for proper operation. An NPN transistor is powered on when a sufficient current is supplied to the base of the transistor. Therefore, the base of an NPN transistor must be connected to positive voltage for current to flow into the base.
Here are some examples of PNP and NPN transistors on circuits.
PNP:
NPN:
I hope this is helpful for you guys. If you like this article, please leave a comment and share this with other people. Thanks 🙂  
[sam id=”1″ codes=”true”]
[sam id=”1″ codes=”true”]
[sam id=”1″ codes=”true”]

AC ve DC

Merhaba. Temelden zora doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Bu konu  anlatımımızda ise sizlere AC ve DC nedir, farkları nelerdir gibi konulardan bahsedeceğiz.

[sam id=”1″ codes=”true”]

DC Akım Nedir?

DC akım (Doğru Akım); yön değiştirmeden, sabit bir biçimde akan akımdır. + ve – kutupları vardır. Pil, akümülatör, köprü diyot ile doğrultulmuş (AC akım) trafoların  çıkışları gibi enerji kaynakları bize DC akım verir. Evimizde kullandığımız bir çok cihaz DC akım ile çalışır.

AC Akım Nedir?

AC akım (Alternatif Akım); yön değiştirir (+ ve – kutupları sürekli yön değiştirir.), sabit değildir. Frekansı vardır (Türkiye’deki prizlerde 50Hz).  Şehir elektriği, trafoların çıkışları AC elektrik verir. AC akımı DC akıma çevirmek için köprü diyot adında bire devre elamanı kullanabiliriz. Köprü diyot ile ilgili bilgi almak isterseniz diyotlarla ilgili makalemizi okuyabilirsiniz.

Not: Frekans: Devirli bir olayın saniyedeki devir sayısı.
AC DC
Sabit Değildir. Sabittir.
+ – Kutupları Yön Değiştirir. + – Kutupları Sabittir
Şehir elektriği örnektir. Pil örnektir.

Lojik (Mantıksal) Kapılar

Merhaba arkadaşlar… Bu yazımda sizlere mantıksal devreler hakkında bilgiler vereceğim. Mantıksal devreleri nerelerde kullanabileceğimize dair bir örnek vermek gerekirse şunu söyleyebiliriz: Mesela hırsızlara karşı bir alarm sistemimiz var. Siren dışarıda. Normalde sirenler 2 kablo ile çalışır. Fakat biz 8 kablolu bir eternet kablosu alıp 8 kablodan ikisini sireni çalıştırmak için kullanıp kalanlara da 5 volt verebiliriz. Ve 5 volt verdiğimiz kablolara NOT kapısı bağlayıp bir siren de apartmana koyarsak içinde 5 volt bulunan bir kablo kesildiğinde apartmandaki sirenin çalışmasını sağlayabiliriz.

[sam id=”1″ codes=”true”]

 
[sam id=”1″ codes=”true”]

Yani kısaca özetlersek: Birden çok çıkış verdiğimiz bir devreden tek bir çıkış alabiliriz. Dijital elektroniğin temellerini oluşturur. Entegreler halinde kullanılırlar. Bu entegrelerin içlerinde ise temel elektronik devre elemanlarından olan transistör bulunur.

Temel olarak 3 tür kapı bulunur:

  • VE (AND)
  • VEYA (OR)
  • DEĞİL (NOT)

Diğer kapılar ise bu 3 türün türemesi ile elde edilmiştir:

  •  VEDEĞİL (NAND)
  •  VEYADEĞİL (NOR)
  • ÖZELVEYA (XOR)
  • ÖZELVEYADEĞİL (XNOR)

Şimdi bu kapıların özelliklerinden bahsedelim:

mantiksal_kapilar_1,

Şimdi sırayla bunların özelliklerinden bahsedelim:

VE KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 1 olur.

Yani doğruluk tablosunun son sütünu (Çıkış) iki girişin de çarpımıyla bulunur. 

VEYA KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 1 olur.

Yani doğruluk tablosunun son sütünu girilen iki veya daha çok değerin toplanması ile bulunur. 

DEĞİL KAPISI:

A girişine 1 verirsek çıkış 0 olur.

B girişine 0 verirsek çıkış 1 olur.

Yani çıkış, girilen değerin tersi olacaktır.

VEDEĞİL KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 0 olur.

Bu kapıda çıkışı bulmak için girilen iki değer çarpılır ve tersine çevrilir. 

VEYADEĞİL KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 0 olur.

Yani çıkışı bulmak için girilen değerler toplanır ve sonucun tersi alınır. 

ÖZELVEYA KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 0 olur.

Yani girilen değerler birbirinden farklı olduğunda çıkış 1 olur. Fakat diğer tüm durumlarda çıkış 0’dır.

ÖZELVEYADEĞİL KAPISI:

A girişine 0 verip B girişine de 0 verirsek çıkış 1 olur.

A girişine 0 verip B girişine      1 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine      0 verirsek çıkış 0 olur.

A girişine 1 verip B girişine de 1 verirsek çıkış 1 olur.

Yani XOR kapısının sonucunun tersini üretir. Sadece herhangi bir girişi 1 olduğunda 0 değerini verir. Diğer tüm durumlarda ise 1 değerini verir. 

Şimdilik temel bilgileri versem yeterli olur. Bu konuyu daha sonra güncelleyeceğim. O zaman çok daha ayrıntılı bilgiler vereceğim.
[sam id=”1″ codes=”true”]

 

Arduino LCD I2C Kullanımı

Giriş

Merhaba. Bu yazımda sizlere Arduino’da I2C protokolü kullanımı hakkında bilgiler vereceğim. (Güncellendi: 31 Ocak 2018)

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

I2C, bir haberleşme protokolüdür. Bunun ile iki aygıt birbiriyle haberleşebilir. Yani bu “iki aygıt” bir çift arduino veya arduino ve sensörler veya iki adet mikrodenetleyici olabilir 🙂 Bu protokol, SDA ve SCL hatlarını kullanarak data (veri) aktarımı yapar. (i2c protokolünü anlatan ayrıntılı bir yazı gelecek 🙂 )

Şimdi gelelim I2C’yi LCD ile kullanmak bize ne kazandırır. Bildiğimiz gibi karakter LCD’ler genelde 16 pin ile bağlantı sağlar. Biz bu 16 pinin en az 6’sını sadece data amaçlı mikrodenetleyiciye bağlamak zorundayız. Bazı projelerimizde mikrodenetleyicimizin port sayısı yetersiz kalabilmektedir. İşte sağ olsunlar bizi düşünmüşler demişler ki biz LCD ekranı toplam 4 kablo ile çalıştıralım. Bu kablolar şunlar: VCC, GND; SDA, SCL. Bu dört kabloyu bağlıyorsunuz, hazır. 🙂

Yani bu modülün görevini kısaca özetleyecek olursak i2c protokolünden gelen veriyi LCD ekranın anlayacağı dile çeviriyor diyebiliriz.

Bağlantılar:

Modülümüz bu. Gördüğünüz siyah eklenti LCD I2C dediğimiz modül.  İnternet’ten yaptığınız alışverişlerde büyük olasılıkla lehimsiz gelecektir. Onun için öncelikle benim yaptığım gibi lehimleyin modülünüzü. Aman pinlerin birbirine değmemesine dikkat edin elektrik vermeden önce. Çalışmaz veya bozulur 🙂 Daha sonra bağlantı kısmına geçiyoruz. Aşağıdaki tabloyu kullanarak bağlantılarınızı yapabilirsiniz.

 Modül
 Arduino
 VCC (Besleme Gerilimi)  Herhangi bir 5v çıkışı
 GND (TOPRAK)   GND (TOPRAK)
 SDA  SDA
 SCL  SCL

Kodlar:

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum arkadaşlar. Ben burada kodu ekran alıntısı olarak atmıyorum. Fakat sizlerin de kodu kopyalayıp yapıştırdıktan sonra neyin ne olduğunu anlamanız için orasını burasını değiştirmeniz gerekiyor.  Başka türlü öğrenmeniz mümkün değil arkadaşlar. Unutmayın yazılım ezberle öğrenilmez.

Kütüphane dediğimiz şey önceden yazılmış kodlardır. Projeye bir kütüphane eklediğimizde birçok satır kod eklemiş oluruz aslında. Bu projede kullanacağımız kütüphaneyi  bu bağlantıdan indirebilirsiniz. https://bitbucket.org/fmalpartida/new-liquidcrystal/downloads

#include <LiquidCrystal_I2C.h>
LiquidCrystal_I2C lcd(0x27, 2, 1, 0, 4, 5, 6, 7, 3, POSITIVE); //  LCD I2C addresi
  void setup() // Yanlızca 1 kere çalışacak komutlar
   {
Serial.begin(9600);   // Seri port ekranı buandı.
lcd.begin(16,2);      // LCD Mizin 12 karakter 2 satır olduğunu belirttik.
lcd.backlight();      // Arka plan ışığını açtık
delay(250);           //250 ms bekledik
lcd.noBacklight();    //Arkaplan ışığını kapattık
delay(250);           //250 ms bekledik
lcd.backlight();      // Arkaplan ışığını açtık
lcd.setCursor(0,0);   //Kursör konumunu belirttik
lcd.print("Merhaba"); //Yazı yazdık
}
void loop(){
 //Döngü kullanmadık. Siz kullanabilirsiniz.
}

Anlamadığınız bir şey olması durumunda veya yeni içerik talepleriniz için lütfen yorumları kullanın 🙂 Bu yazım da bu kadar. Görüşmek üzere…

[sam id=”1″ codes=”true”]

[sam id=”1″ codes=”true”]

%d blogcu bunu beğendi: